Çocuklar İçin Farkındalık 2

Merhaba, çocuklar için farkındalık yazımın devamı ile buradayım. Önceki yazıda genel olarak farkındalığın tanımı ve faydaları hakkında yazmıştım burada ise öğretmen veya ebeveyn olarak nasıl kullanabileceğimize yer vermek istiyorum. Bu arada referansım “Kurbağa gibi sessiz ve dikkatli” kitabıdır. Bu kitaptan anladıklarımı faydalı olması için paylaşıyorum.

Öğretmenler olarak farkındalık eğitimini beynin sahip olduğu kapasiteyi sağlamlaştırdığını bilmek gerekiyor, yani öğrencinin süreçten tam bir verim almasını sağlar.

Farkındalık kişinin içinde bulunduğu ana bilerek yargılamadan dikkatini vermesi demek olduğundan çocuğa, ön yargıdan uzak geniş bir görüş açısı sunuyor.

Peki farkındalığı biz nasıl kullanabiliriz?

Çocuklarımız dünden ve yarından bağımsız olarak köklerini şimdiki zamana salarlar. Büyümek ve kendileri olmak için geniş bir alanı olan genç bir ağaç gibi küçük yaşta öğrenilen bir şeyden ömür boyu faydalanılabilir. O yüzden düşüncelerinin, duygularının farkında olma ne kadar erken kazanılırsa o kadar iyi bence.

Duygularımızı anlamak için o ana odaklanmamız gerekiyor, bu da nefese odaklanmaktan geçiyor, eğer nefesinizi dinlerseniz, kimi zaman, sadece oturduğunuzu düşündüğünüz bir anda sık kesik nefesler aldığınızı gözlemleyebilirsiniz. Bunun sebebi aslında kafanıza takmadığınızı düşündüğünüz bir tartışma olabilir, evet hala içten içe kavga ediyor, haklı çıkmak için cevap veriyor olabilirsiniz.

Bunu bazen çocuklar da yaşar ama kendilerini nasıl sakinleştireceklerini bilmezler.

Öğretmen ve ebeveyn olarak aslında sevildiğini hissettirmek, yaptığı ve yapmadığı şeylere saygı duymak, tensel temas, nezaket, açıklık, anlayış, ve her hali ile kabul etmek bize düşen görevlerden…

Çocuk içte ve dışta huzur içinde ise odaklanabilir, davranış ve duygularını anlayıp onlara yön verebilir. Bu her şeyin yolunda gitmesi, çocuğa her şeyin güllük gülüstanlık yansıtılması değil, şahsen ben bunu sürdürülemez buluyorum, siz ne kadar izole bir hayat sunsanız da o çocuk prenses veya prens olmadığını bir gün anlayacak, bunu ne kadar gerçekçi bir yaşam sunarsak o kadar kolay atlatacaktır. Atlatacaktır diyorum çünkü normal şartlarda büyüyen her çocuk kendini dünyanın merkezinde görür.(Piaget)

Evet problemler var ama bu seni sevmemizin seviyesini belirlemiyor.

Sen her halinle kıymetlisin mesajı vermek, çocuğa aman aklı kalmasın diye çok pahalı oyuncaklar almaktan daha kıymetli.

Bunun uygulanabilir olması için de koşulsuz sevgiyi önce kendimize vermemiz gerekiyor. Bu konuda okuma yaptıkça anladıklarımı aktarmak istiyorum.

Konuya geri dönecek olursak, bence kitabın özeti olan cümle;

Denizi kontrol edemezsiniz, dalgaları engelleyemezsiniz ama sörf yapmayı öğrenebilirsiniz

Çocuklara bunu öğretmek gerekiyor dalgaları olduğu gibi görürseniz o zaman dikkatinizi tam olarak verebilir düşünerek davranabilir en doğru kararlar alabilirsiniz Böylece duygularınızın bilincine varırsınız.

Sörf yapmayı öğrenmenin en önemli aşaması bir an için durmak ve duruma bakmaktır.

Bir an durmaya karar verirsiniz ve kendinize içinde bulunduğunuz durumlarda daha farklı daha az otomatik daha az sinirli davranma imkanı vermiş olursunuz.

Sınırlarımız açmadan daha sakin anlayışlı olabilirsiniz böylelikle şunu anlarsınız;

Sorun olan şey aslında durumun kendisi değil; sizin ona tepki veriş biçiminiz!

Zor ya da stresli gelen bir şeyden farkındalığa geçme sürecindeki ilk ve en önemli adım ani tepkileri askıya almak, nefesine odaklanmak bilinçli bir şekilde birkaç nefes alıp vermektir.

Şimdi Kurbağa gibi sakin ve dikkatli olmak çalışma çalıştırmasına geçelim.

Öncelikle bir kurbağa nerede düşünelim ve aklımıza hemen bir kurbağa getirelim.

Kurbağa nasıl nasıl nefes alıyor?

Nefes alıp verirken tamamen sakindir karnı şişer ve iner bunu çocuklara anlatırken sizde karnınızdan nefes alıp verin ve karnınızı düşünerek konuşun!

Haydi kurbağanın yaptığını biz de yapalım sakince karnımızı şişirelim ve nefes alıp havayı karnımızı indirelim ve şimdi de nefesimizi verelim.

Bu oyunu öğrendik ama bu bize sadece oyun zamanlarında lazım olacak bir oyun değil! Kendimizi kötü hissettiğimizde kullanabileceğimiz bir oyun!

Mesela bir film izlerken korktuk kendimize bakalım bir kurbağa olduğumuzu bir nilüferin üzerinde oturduğumuzu hayal edelim nefesimiz nasıl derin mi yoksa kısa mı düzenli mi yoksa düzensiz mi… nasıl nefes alıyorum?

Peki şimdi de üzüldüğümüz bir anı düşünelim nefesimin hızlı mı kesik mi derinlerden karnımızdan mı yoksa sadece ciğerimizden mi?

Bunu anlamanın bir yolu bir yolu var karnından nefes alıyorsan karnı şişip inmeli; ciğerimden nefes alıyorsan ciğerin.

Karnından nefes alman gerekiyor bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli!

Evet bu çalışma çok basit görünebilir zaten kitabında başlangıç çalışmalarından biri ve bunun gibi bir çok çalışması var. Bunlar çeşitli yaş gruplarına hitap ediyor ama çalışmaların birçoğunu 4 yaş sonrasında uygulayabilirsiniz.

Bazılarını adapte etmek gerekiyor tabii ki, kitabın bir de cd si var o cd de de sizi nefes meditasyonu için yönlendiriyor.

Sakinleştirici sözsüz müziklerden hoşlanıyorsanız bir sonraki yazıya kadar şurdaki listeyi dinleyebilirsiniz, nefesinize odaklanarak dinleyin 🙂

Güzel günlerde uygulamanız ve faydalı olması dileği ile…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir